Çok gizli bir yer altı örgütünün çok gizli çalışmaları sonucu kan dökülmeden, insanlar ölmeden toplu katliamların nasıl yapılabileceği keşfedildi: normal olma kavramını dikte etmek. Bunun için derhal bir sözlük hazırlandı. Her şeyin bir açıklaması vardı elbet. Üzgün olduğunu düşünüyorsan ü harfini açıp gerekli yeri okuman yeterliydi ya da aşık olduğun, huzursuz hissettiğin, güvende hissettiğinde. Gerekli bileşenler olduğu sürece sonuçlar her zaman tekti. Ne bir eksik ne bir fazla. Aksini iddia etmek sözlüğün bilimselliğine karşı işlenen bir suçtu ve gereken ceza çevrenin yargı sistemine göre sözlü ya da fiziksel olabilirdi. Oldukça basit bir sistem. İnsanların kendi elleriyle yarattığı eserlerle kendi hayatlarını sürekli mahvedebildiği bu dünyada sisteme kolayca uyum sağlayabileceği muhtemeldi. Her eve yollandı sözlükler. Herkes rahatça ulaşabilsin diye. Özel bandrolünün altında "taklitlerinden sakının" yazıyordu, hiçbir çeşitliliğe yer vermemek için. Merakla açıp baktı eline sözlük ulaşanlar. Aynı şeyi yaptığından habersiz binlerce insan aynı anda aynı sayfanın aynı kısmına göz attı "mutluluk". Ve hepsinde aynı şaşkınlık vardı. Mutlulukla ilgili açıklama sayfalarca sürüp gidiyordu. Bu durumdan herkes hoşnuttu. Daha önce hiç düşünmedikleri binlerce mutluluk çeşidi bu garip klavuzumsu kitapta önlerine serilmişti. Ve ilk günden itibaren herkes mutluluk sayfasını açıp ezberlemeye başladı yazılanları. O günden itibaren konuşmaların bir numaralı konusu olacaktı bu. "mutlu olmak için şöyle yapmalı böyle yapmalı" içeren bir sürü cümle. Çok gizli yer altı örgütünün çok gizli çalışanları için bile süpriz olmuştu eserlerinin bu türlü bir başarıya bu kadar çabuk ulaşması. İnsanlar yemi kolay yutmuştu. Sistemin kendi güvenliği için en çok üzerine düşülmüş olan Mutluluk maddesi işe yaramıştı. İnsan olmanın kimyası gereği sürekli mutluluk peşinde olanlara geniş seçenekler sağlayan sözlük sayesinde başka arayışlara fırsat vermemişlerdi. Arada çıkan birkaç isyankarın sorgulama hevesini de toplumun kalan kısmı hemen okunmaktan aşınmış sayfayı açıp yüksek sesle okuyarak bastırmaya çalışıyordu "paran var evin var arkadaşların var...." "her şeyin varken mutsuz hissetmeye hakkın yok hadi somurtmayı kes!".
dünyevi tatta güzel bir günün ardından
herzaman aynı yere koyduğum huzurumu bulamadığımda
oda daha küçük, ışık daha parlak, pencereler korkutucu, dolap tehditkardı
o an her şey mümkündü
ve titremeler, korkudan değil hatta korkusuzca
bedenimin isyanıydı bu
yıllarca zorla yedirmeye çalıştıklarımı kusuyordu
sarsıla sarsıla
ara ara kulağıma çalınan bildik ses rutinsel törenini yapıyordu
beni yatıştırma amaçlı olsa da
"senden kötüleri düşün" kilişelerini bedenim tedavi olarak kabul etmiyordu
isyan çok daha büyüktü
anormal olanın manifestosunu bildirecekken
ikna yollarının tıkalı olduğunu farkeden diğerleri
kalemin duvarlarını yıkıp içeri girdiler
kanallarımı zehirlediler
boğazımdan kayıp giderken beyaz mucizeleri
az zamanımda tekrar ayıldığımda her şeyi hatırlamak için
bildiklerimi beynimin güvenli bir yerine kitlemeye çalıştım
işe yaramayacaktı
yavaş yavaş uyuşurken belleğim
kendimi çoktan oluruna bırakmıştım
eskisi gibi
dünyevi tatta güzel bir günün ardından
herzaman aynı yere koyduğum huzurumu bulamadığımda
oda daha küçük, ışık daha parlak, pencereler korkutucu, dolap tehditkardı
o an her şey mümkündü
ve titremeler, korkudan değil hatta korkusuzca
bedenimin isyanıydı bu
yıllarca zorla yedirmeye çalıştıklarımı kusuyordu
sarsıla sarsıla
ara ara kulağıma çalınan bildik ses rutinsel törenini yapıyordu
beni yatıştırma amaçlı olsa da
"senden kötüleri düşün" kilişelerini bedenim tedavi olarak kabul etmiyordu
isyan çok daha büyüktü
anormal olanın manifestosunu bildirecekken
ikna yollarının tıkalı olduğunu farkeden diğerleri
kalemin duvarlarını yıkıp içeri girdiler
kanallarımı zehirlediler
boğazımdan kayıp giderken beyaz mucizeleri
az zamanımda tekrar ayıldığımda her şeyi hatırlamak için
bildiklerimi beynimin güvenli bir yerine kitlemeye çalıştım
işe yaramayacaktı
yavaş yavaş uyuşurken belleğim
kendimi çoktan oluruna bırakmıştım
eskisi gibi
2 yorum:
bu yazı,"mutluluğun 66 yolu","mutlu insanın sırrı","secret" gibi bi kuşak öncenin sol felsefesinin boşluğunu dolduran popüler ve boş kitaplara hoş bi gönderme olmuş...yerini bulmuş...
hem 66 yol niye?
birini bulan insan o yoldan gider bir daha da geri dönmez o kitabı yazmak için...
"yazan adam mutlu olamaz.çünkü yazmak bi kendini bulma çabasıdır..."
georges simenon
"seniçokseven ben" benim mahlasımdı bu arada:)
Yorum Gönder