11 Ağustos 2008 Pazartesi


Hayata anılarla başlamıştık.

Umursamazlık ile hayatlarımızı gereğinden fazla ciddiye alarak yaşamak arasında gidip geldik.

Birbirimize selam vermeden yan yana yürüdük.

Birinci tekil şahıs olmak en son güvencemiz, ilk amacımızdı.

Amaçlarımızdan saptık.

Kimine göre sapıttık.

Saatler ilerledikçe ellerimizdeki titremenin yerini kararsızlık aldı.

Kararsızlıklarla alınmış kararların hayatımıza getireceklerinden
şüpheliydik.

Çoğu zaman kesin sözler söyledik aslında.

Zıtlıkların dikkat çekmediği bir yerde yaşıyorduk.

Gerçeklik, kolumuzdan çekip götürdü bizi.

Hayaller, intihar konusu.

2 yorum:

bb dedi ki...

yazının akıcılığı ve sürüklediği dünyayla da uyum sağlamakla birlikte, fotoğrafı tek başına görseydim farklı şeyler düşünürdüm..ki yazıyla birlkte gördüğümde de düşündüysem görmesem daha kolay gelirdi aklıma:
amerikan sokakları, son derece anglosakson bir kız çocuğu, eline oynasın diye verilen balonlar.. ne kadar masumdur aslnda çocuklarn ellerindeki balonlar; umut verir, gökyüznden ziyade başka yerlere uçurur bakanları. ancak o balonlar amerikan sokaklarında olmayagörsün, gelecek nesillerinin umudu, bizim nesillerimizin yangınıdır...

can sever dedi ki...

zıtlıkların dikkat çekmediği değil;
zıtlıkların suç sayıldığı ve törpülenmesinin görev bilindiği bi yerde yaşamıyor muyuz?!

bitim çok vurucu...