İnsan ömürlerce bekler ömrünün gelmesini en çok istediği günlerini yaşamak için. Beklemekten ziyade çalışır, hatta aracı amaç olur, yok olur da bu uğurda. Eksikler, mutlu günlerin gelmeyişinde üretilen bahaneler uzatır bu bekleme süresini. Ama biliriz de bilmezden geliriz ki çok şey elde etmek çok mutluluk demek değildir.
Yarın böyle düşünecek miyim bilmiyorum ama şimdi sahip olabileceğim en iyi imkanlar arasında imkansızlıklarla çatışıyorum. Aslında öyle insanlar var ki kıskanılacak, ikameti yasak, yıkılmaya yüz tutmuş eski bir konakta, kışın kurdukları bir sobayla günlerini gün gecelerini seyran eylerler. Hem şair "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" dediğinde yapılan tablo neydi; bir yatak, üstünde garib halli bir adam, bir kadın, bir düzine çocuk, aşağıda kedi köpek, sağ altta Abidin Dino'nun imzası.
Gün olur romanlar yazar, bin bir çeşit karakter üretirim. Her birine bin bir çeşit hayat tarzı biçer, her birine, altlarına kendi kimliğimi gizleyerek yeni isimler veririm. Maceradan maceraya atılır onlar da benim gibi, ansızın kaçar giderler şehirlerden, sonra herşeyleri olur ellerinde ama onları da kıskanırım ya hiçbirinin sonunu "mutlu son" a bağlayamam...
1 Şubat 2008 Cuma
mut-lu
zaman:
21:31
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder