Binlerce, milyonlarca insan aynı şeyi duyumsar aynı şeyi ister. Birbirlerinin yanından geçer, konuşur ayrılırlar... Her insanın pusulası, sanırsın onları birbirinden uzaklaştırmak için yaratılmışıtır. Her an yakınından geçen binlerce milyonlarca mutluluktan habersizdir insan. Köpük içinde hapsolmuş sinekler gibi...
Yağmur damlalarını hissediyorum lakin hangileri yüreğime hangileri bedenime çarpıyor ayırt edemiyorum. Hayat hep bildik oyununu oynuyor bizse her zaman olduğu gibi inanıyoruz ona... Bakıyorum sadece benmiyim bu oyuna kanan diye üç beş kişi daha var benim gibi ama birileri çok çabuk alışmış oyunu kuralına göre oynamaya ki arkalarını dönüp gidebiliyorlar. Kalbim tüm vücuduma hükmediyor ve tüm hücrelerim nasıl gittiklerine akıl sır erdirmeye çalışıyor... Saatler geçiyor ama bir çıkış yolu bulamıyorum. Sürekli aynı soru; nasıl giderler ? Bir iz bırakmadan bir elveda demeden nasıl giderler ? Onları savunmak için ipuçları arıyorum ama bulamıyorum. Garip bir ayrılık bu çözemiyorum...